Kıyafetler ve Aksesuarlar- Clothes | İngilizce Oyunlar

Metin Uysal tarafından tarihinde yayınlandı

Bu sayfada İngilizce kıyafetler ve aksesuarlar üzerine oyunları derlenmiştir. Sayfanın altında oyunlarda kullanılan kelimeler ve kıyafet ve aksesuar isimlerinin cümle içinde kullanımı mevcuttur. Bu arada istek ve öneriler için yorumda bulunmayı unutmayın.

Spelling Bee – Kıyafetler ve Aksesuarlar

Hangman – Adam Asmaca

Kelime Oyunu – İngilizce Kıyafetler ve Aksesuarlar

Odaklanma Oyunu – İngilizce Kıyafetler ve Aksesuarlar

Fast Vocab

İngilizce kıyafetler ve aksesuarlar

İngilizce Kıyafetler ve Aksesuarlar Konulu Oyunlarda Kullanılan Kelimeler

Jeans (kot pantolon): I like to wear jeans every day. (Her gün kot pantolon giymeyi seviyorum.)
Blazer (blazer ceket): He looks very smart in his blazer. (Blazer ceketiyle çok şık görünüyor.)
Backpack (sırt çantası): I always carry my books in my backpack. (Kitaplarımı her zaman sırt çantamda taşırım.)
Slippers (terlik): I wear slippers at home. (Evde terlik giyerim.)
Apron (önlük): She wears an apron when she cooks. (Yemek pişirirken önlük takar.)
Sneakers (spor ayakkabı): I wear sneakers when I go for a run. (Koşuya çıkarken spor ayakkabı giyerim.)
Tracksuit (eşofman takımı): He likes to wear a tracksuit when he goes to the gym. (Spor salonuna gittiğinde eşofman takımı giymeyi sever.)
Mittens (eldiven): I wear mittens when it’s cold outside. (Dışarısı soğuk olduğunda eldiven takarım.)
Flip flops (plaj terliği): I wear flip flops when I go to the beach. (Plaja gittiğimde plaj terliği giyerim.)
Crown (taç): The king wears a crown. (Kral taç takar.)
Boots (çizme): She wears boots when it’s snowing. (Kar yağdığında çizme giyer.)
Polo shirt (pikeli gömlek): He looks good in a polo shirt. (Pikeli gömlek ona yakışıyor.)
Cargo shorts (cargolu şort): He wears cargo shorts when he goes hiking. (Yürüyüşe gittiğinde cargolu şort giyer.)
Sandals (sandalet): She wears sandals in the summer. (Yazın sandalet giyer.)
Goggles (gözlük): He wears goggles when he goes swimming. (Yüzmeye gittiğinde gözlük takar.)

Sunglasses (güneş gözlüğü): She wears sunglasses to protect her eyes from the sun. (Gözlerini güneşten korumak için güneş gözlüğü takar.)
Hoodie (kapüşonlu sweatshirt): He likes to wear a hoodie when it’s cool outside. (Hava serin olduğunda kapüşonlu sweatshirt giymeyi sever.)
Blouse (bluz): She wears a blouse to work. (İşe giderken bluz giyer.)
Bow tie (papyon): He looks very formal in his bow tie. (Papyonuyla çok resmi görünüyor.)
Helmet (kask): He wears a helmet when he rides his bike. (Bisiklet sürerken kask takar.)
Cap (şapka): He wears a cap to keep the sun out of his eyes. (Güneşin gözlerine gelmesini önlemek için şapka takar.)
Raincoat (yağmurluk): She wears a raincoat when it’s raining outside. (Dışarıda yağmur yağarken yağmurluk giyer.)
High heels (yüksek topuklu ayakkabı): She wears high heels to a fancy party. (Şık bir partiye giderken yüksek topuklu ayakkabı giyer.)
Cardigan (hırka): He likes to wear a cardigan when it’s chilly. (Hava serin olduğunda hırka giymeyi sever.)
Swimming trunks (yüzme şortu): He wears swimming trunks when he goes to the pool. (Havuza gittiğinde yüzme şortu giyer.)
Headphones (kulaklık): She wears headphones when she listens to music. (Müzik dinlediğinde kulaklık takar.)
Handbag (el çantası): She always carries her keys in her handbag. (Anahtarlarını her zaman el çantasında taşır.)
Dressing gown (bornoz): She wears a dressing gown after she takes a shower. (Duş aldıktan sonra bornoz giyer.)


Metin Uysal

Metin Uysal İngilizce Öğretmeni, Trakya Üniversitesi Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği (2017-2022) Nicolaus Copernicus University in Toruń, Erasmus (2019-2020)

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir